Asya Ekonomik Entegrasyon Raporu 2025

Raporlar

Ekonomik entegrasyon, Asya ve Pasifik’in son 20 yıldaki dikkat çekici ekonomik büyümesi ve hızla artan küresel etkisinde belirleyici olmuştur. Asya Kalkınma Bankası (Asian Development Bank - ADB) tahminleri, Asya’nın ticaret entegrasyonu derecesinin Avrupa Birliği artı Birleşik Krallık (AB+BK) ile karşılaştırılabilir olduğunu göstermektedir. ...

ÖNE ÇIKANLAR

Ekonomik entegrasyon, Asya ve Pasifik’in son 20 yıldaki dikkat çekici ekonomik büyümesi ve hızla artan küresel etkisinde belirleyici olmuştur. Asya Kalkınma Bankası (Asian Development Bank - ADB) tahminleri, Asya’nın ticaret entegrasyonu derecesinin Avrupa Birliği artı Birleşik Krallık (AB BK) ile karşılaştırılabilir olduğunu göstermektedir. Doğrudan Yabancı Yatırım’da (DYY) bölgesel entegrasyon da önemli ölçüde ilerlemiştir, ancak ticaret entegrasyonuna kıyasla daha azdır. Göç, havale ve turizm (veya “insan hareketliliği“) istikrarlı kalmıştır. Finansal entegrasyon ise en düşük düzeydedir; ticaret, yatırım ve insan hareketliliğine kıyasla daha düşüktür ve AB BK’nın gerisindedir. Bölgesel entegrasyondaki bu ilerleme çeşitli projeler, programlar ve politika diyaloglarıyla desteklenmiştir. Ticaretin kolaylaştırılması yoluyla sağlanan iş birliği ile ulaşım ve ekonomik koridorların geliştirilmesi, bölge genelinde entegrasyonu ilerletmiştir. Dijital bağlantının genişletilmesi ve iklim değişikliğiyle mücadele çabaları (ulusal ve bölgesel düzeyde paylaşılan taahhütlerle desteklenmektedir) bölgesel kamu mallarında gelecekteki iş birliği ve entegrasyon için stratejik alanlardır.

Bölge genelinde Tercihli Ticaret Anlaşmaları’nın (TTA'lar) yaygınlaşması, bölgesel entegrasyon ve küresel bağlılığa yönelik güçlü taahhüdü vurgulasa da, bu TTA'lar nispeten dar ve yüzeyseldir ve sınırlı etki yaratmıştır. Artık küresel TTA'ların %45’ini oluşturan TTA’larda yaşanan önemli artış, Asya’nın pazar erişimini genişletme ve ekonomik ortaklıkları derinleştirme arzusunu ortaya koymaktadır (çok taraflı ilerlemenin yavaş olmasına rağmen. Ancak, Asya TTA üyeleri arasında ortalama ihracat tahmini %3 artarken, Asya dışındaki daha kapsamlı anlaşmalarda bu oran %20’ye ulaşmıştır. TTA'lar esasen mevcut ticaret akışlarını yoğunlaştırmakta (yoğunluk marjı), ancak ticareti yapılan ürün çeşitliliğini anlamlı ölçüde artırmamaktadır (yaygınlık marjı). Bu eğilim, üretim üzerindeki etkisinin Asya dışındaki anlaşmalara kıyasla daha sınırlı olduğu Asya içi TTA’larda da görülmektedir. Sonuç olarak, Asya TTA’ları kapsamında elde edilen ticaret kazançları belirli sektörlerde, özellikle birincil sektörlerde yoğunlaşma eğilimindedir; bu da geniş tabanlı bir ticaret genişlemesi yaratmamaktadır. TTA'lar genelinde düşük kullanım oranları ise çoğunlukla karmaşık idari gereklilikler, katı menşe kuralları ve özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için TTA faydalarına ilişkin sınırlı anlayıştan kaynaklanmaktadır.

Hizmetler, dijital ve yeşil sektörler Asya’da doğrudan yabancı yatırımın başlıca alanları hâline gelmişken, ekonomiler jeopolitik risklerin etkisini hafifletmek için politika seçeneklerini benimsemelidir. Asya, güçlü bölge içi bağlantılarını sürdürmektedir; Asya üyeleri arasındaki DYY, 2013’ten 2023’e kadar bölgesel DYY’nin ortalama %52’sini oluşturmuştur. Hizmetlerdeki DYY, artık Asya’daki yabancı yatırımların temel itici gücüdür (ortalama payı son on yılda %46’dan %58’e yükselmiştir). Dijital ve yeşil DYY, Asya’nın yatırım manzarasını yeniden şekillendirmeye devam etmektedir. İklimle ilgili sıfırdan yatırım projelerinin bölgesel sıfırdan yatırımlar içindeki payı, 2013’te %8 iken 2023’te %27’ye çıkmıştır. Bu durum, yenilenebilir endüstrilerin genişlemesi ve Güneydoğu Asya genelinde elektrikli araç tedarik zincirlerinin yaygınlaştırılması sayesinde mümkün olmuştur. Küresel yatırım modelleri, jeopolitik gerilimler ile büyük endüstriyel gelişmeler ve ev sahibi ekonomilerdeki değişen politika ortamından etkilenmiştir. ADB tahminleri, ticarete maruz kalan sektörlerdeki sıfırdan yatırımların, jeopolitik gerilimlerin arttığı dönemlerde diğer sektörlere göre daha keskin düşüşler yaşadığını göstermektedir. ASEAN ekonomileri ise ağırlıklı olarak Çin Halk Cumhuriyeti tarafından yönlendirilen yatırımlarla önemli ölçüde daha fazla DYY çekmiştir. Bölgesel ekonomilerin, genel iş ortamını sürekli olarak iyileştirmek ve DYY üzerindeki kısıtlamaları azaltmak için çalışmaya devam etmesi gerekmektedir.

Küresel para politikası gevşemesi, bölgeye sermaye girişlerini artırarak önemli makroekonomik ve politika etkileri doğurabilir. 2024 ortasından itibaren başlayan küresel para politikası gevşemesi, bir yandan ABD ve euro bölgesi ile Asya ekonomileri arasındaki politika faizi farklarının azalması nedeniyle, sermaye girişlerini güçlendirmeye yardımcı olabilir. Bu durum, bölge genelinde para politikası gevşemesi için de alan açsa da her ekonomi, beklenmedik ekonomik şoklar durumunda sermaye akımlarındaki dalgalanmalara ve döviz kuru oynaklığına karşı dikkatli olmalıdır. Bölgesel iş birliği kullanılarak finansal entegrasyonun güçlendirilmesi, bu entegrasyonun faydalarının en üst düzeye çıkarılması ve olası olumsuz bölgesel yansımalardan doğabilecek kırılganlıklara bağlı maliyetlerin en aza indirilmesi açısından hayati önemdedir. Güçlü bir bölgesel iş birliği ayrıca, açıklama standartlarının uyumlaştırılması ve bölgesel sermaye piyasalarının geliştirilmesiyle iklim değişikliği ve çevresel bozulma riskleriyle başa çıkarken sürdürülebilir finansmanı teşvik edecek hedefli finansal araçların kullanımını teşvik edebilir.

Asya’daki iş gücü göçünün büyümesi ve kolaylaşması, artan bölgesel iş birliğinden fayda sağlamıştır. Havale gönderiminde dijital platformların kullanımının artması, resmi finansal sisteme erişimi kolaylaştırmakta ve finansal kapsayıcılığı teşvik etmektedir. Bölgedeki ikili iş gücü anlaşmaları, düşük ve yarı vasıflı göçmen işçilere iş fırsatlarına erişim sağlamak için giderek daha fazla kullanılmaktadır. Buna ek olarak, bölgesel ticaret anlaşmaları ve karşılıklı tanıma düzenlemeleri yüksek vasıflı iş gücü hareketliliğini desteklemiştir. Ancak, bu düzenlemeler, gelişmekte olan Asya ekonomileri için düşük kapsama alanı, dar mesleki kapsam ve yüksek uygulama maliyetleri nedeniyle, yüksek vasıflı Asyalı göçmenler üzerinde sınırlı etki yaratmıştır. Etkin bir düzenleyici ortam tarafından desteklenen dijital havaleler, işlem başına ortalama %5,9 olan havale maliyetlerini azaltmaya yardımcı olabilir (bu oran, Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde yer alan %3 hedefinin üzerindedir). Bölgesel iş birliği, sınır ötesi ödemelerde dijitalleşmeden faydalanmaya odaklanmalı ve dijital uçurumun daraltılmasını hedeflemelidir. Sürekli finansal ve dijital eğitim ile en iyi uygulama paylaşımı, finansal erişim engellerini azaltmaya ve dijital finansal okuryazarlığı artırmaya yardımcı olacaktır.

Fiziksel ve kurumsal bağlantılılığı iyileştirmeye yönelik bölgesel iş birliğinin hızlandırılması, turizmde rekabet gücünü ve dayanıklılığı artırarak, sektörün ekonomik kalkınma potansiyelini açığa çıkaracaktır. Asya’da uluslararası ziyaretçi sayısı, 2010’dan 2019’a kadar yıllık ortalama %7,6 oranında artarak, küresel ortalama olan %5,1’in üzerinde gerçekleşmiş ve bölge içi turizm payı %73,1’den %77,3’e yükselmiştir. Asya’ya gelen turistlerin en az %60’ı hava yolunu kullandığından, iyi bir altyapı ve lojistik, turist akışını desteklemek için hayati önemdedir. Uluslararası sınırları paylaşan destinasyonlar için kara ulaşımı da önem taşımaktadır. Kurumsal bağlantılılık açısından, vize politikaları Güneydoğu Asya’da en güçlüdür; onu Orta Asya ve Doğu Asya izlemektedir. ADB araştırmaları, bağlantılılığın turizmi teşvik etmedeki önemli rolünü göstermektedir. Ulaşım altyapısı, diğer turizm altyapılarının yanı sıra, uluslararası turist akışlarını olumlu yönde etkilemekte ve Asya’daki destinasyonların cazibesini artırmaktadır. Bölgesel bağlantılılık, bölge dışından uzun mesafeli seyahatleri çekmeye ve bölge içi turizmi de güçlendirmeye yardımcı olabilir. Havalimanı altyapısı ve lojistiğine öncelikli yatırımlar ile sınır ötesi seyahat gerekliliklerine yönelik politikaların serbestleştirilmesi ve uyumlaştırılması, turist akışını artırmak ve sektörün büyümeye katkısını teşvik etmek açısından kritik önemdedir.

YÖNETİCİ ÖZETİ

Asya ve Pasifik genelinde bölgesel entegrasyon, son 20 yılda istikrarlı bir şekilde ilerlemiş olup bu sürece ticaret ve yatırım entegrasyonu öncülük etmiştir. Asya Kalkınma Bankası (ADB) tahminlerine göre, Asya’nın ticaret entegrasyonu düzeyi, Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık’ın (AB BK) entegrasyon düzeyiyle karşılaştırılabilir düzeydedir. Doğrudan yabancı yatırım (DYY) alanındaki bölgesel entegrasyon da önemli ölçüde ilerleme göstermiştir, ancak ticaret entegrasyonundan daha düşük düzeydedir. Göç, havale ve turizm - yani “insan hareketliliği“ - istikrarlı şekilde devam etmektedir. Dört boyut arasında finansal entegrasyon en düşük seviyede kalmış, aynı zamanda AB BK seviyesinin de gerisinde kalmıştır. Ekonomik entegrasyon Asya alt bölgeleri arasında farklılık göstermektedir. Güneydoğu Asya, ticaret, finans ve insan hareketliliği alanlarında daha yüksek entegrasyon ile öne çıkarken; Doğu Asya, DYY ve insan hareketliliği alanlarında güçlüdür. Pasifik ve Okyanusya ise ticaret ve DYY açısından iyi bir entegrasyon göstermektedir. Son 20 yılda, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), sınır ötesi ticarette bölgesel entegrasyonun kilit bir itici gücü hâline gelmiş ve Güneydoğu Asya ile Güney Asya’da yatırım ve finansal akışlarda önemli bir ortak olmuştur. Buna ek olarak, DYY ve finansal akışlar Asya ile Asya dışındaki ekonomiler arasında daha yakın bir bağlantı sağlamıştır.

ADB’nin Asya - Pasifik Bölgesel İş Birliği ve Entegrasyon Endeksi (ARCII), Asya alt bölgesel girişimleri arasında entegrasyonun dinamiklerini vurgulamaktadır. Üyeler arasındaki bölgesel entegrasyonu derinleştirmeye yönelik bu çabalar çeşitli projeler, programlar ve politika diyalogları yoluyla artmıştır. Ticaretin kolaylaştırılması ile ulaşım ve ekonomik koridorların geliştirilmesi sayesinde bölge genelinde entegrasyon ilerletilmiştir. Dijital bağlantının genişletilmesi ve iklim değişikliği ile çevresel sorunlara yönelik artan çabalar (ulusal ve bölgesel düzeyde paylaşılan taahhütlerle desteklenmektedir) bölgesel kamu malları alanlarında iş birliği ve entegrasyonu güçlendirmeye yönelik gelecekteki iş birliği için stratejik alanlardır.

Ticaret ve Küresel Değer Zincirleri

Asya’nın Bölgesel Değer Zincirleri’ne (BDZ) artan entegrasyonu, daha dayanıklı ve bölge odaklı tedarik ağlarına yönelik bir geçişi vurgulamaktadır. Ekonomilerin, küresel ticaret risklerini azaltmak ve tedarik zinciri dayanıklılığını artırmak amacıyla bölgesel kaynaklara daha fazla güvenmesiyle, BDZ’ler bölge genelinde önem kazanmıştır. Asya içi ticaretin değeri, 1990’dan 2023’e kadar yıllık ortalama %8,2 oranında artarak, Asya dışı ticaretin %6,8’lik büyümesinden daha hızlı bir artış göstermiştir. 2023 itibarıyla, Asya içi ticaretin payı %56,1 olup, AB seviyesinin altında fakat Afrika ve Latin Amerika’nın oldukça üzerindedir. Bölgesel değer zincirlerine ilişkin bir gösterge, katma değerin bölgesel ticarete atfedilen payını ölçer ve Bhutan, Kamboçya, Laos Halk Demokratik Cumhuriyeti (HDC), Malezya, Nepal, Filipinler ve Vietnam gibi ülkelerin %70’in üzerinde BDZ paylarıyla geriye dönük küresel değer zinciri entegrasyonuna yüksek derecede bağımlı olduğunu ortaya koymaktadır. Buna karşın, ÇHC, Hindistan ve Kazakistan gibi ekonomiler %40’ın altında BDZ payına sahiptir; bu da daha düşük bir bölgesel entegrasyon düzeyine işaret etmektedir. Bu BDZ bağımlılığı modeli ileri bağlantılara da yansımaktadır; Bhutan, Brunei Darüsselam, Endonezya, Laos HDC, Malezya ve Moğolistan gibi ülkeler yüksek BDZ paylarını korumaktadır. 2000-2023 yılları arasında BDZ entegrasyonu genel olarak artmış, ileri bağlantılar daha hızlı büyümüştür; bu da bölgeselleşmeye yönelik kademeli bir geçişi göstermektedir. Özellikle, ÇHC Asya içindeki ara malların önde gelen tedarikçisi hâline gelmiş, ileri BDZ payı 2016’da 0,31 iken 2023’te 0,47’ye yükselmiştir; bu değişim muhtemelen artan jeopolitik gerilimlerden etkilenmiştir.

Bölge genelinde Tercihli Ticaret Anlaşmaları’nın (TTA) yaygınlaşması, bölgenin bölgesel entegrasyon ve küresel bağlılık konusundaki güçlü taahhüdünü ortaya koymaktadır. Asya içi TTA sayısı, 1990 yılında 4 iken 2023 itibarıyla 77’ye yükselmiştir. Buna ek olarak, bölge dışındaki ekonomilerle 100’ün üzerinde anlaşma mevcuttur. Küresel TTA’ların %45’ini oluşturan bu önemli artış, çok taraflı ilerlemenin yavaş seyrettiği bir dönemde bile Asya’nın pazar erişimini genişletme ve ekonomik ortaklıkları derinleştirme yönündeki çabasını göstermektedir. Asya’daki TTA sayısındaki artışa çeşitli faktörler katkıda bulunmaktadır. En Kayrılan Ülke (EKÜ) tarifelerinin yüksek olması, çok taraflı ve tercihli ticaretin birbirini tamamlayıcı yapısını yansıtarak TTA oluşturma olasılığını azaltmakla birlikte, bu ilişki doğrusal değildir. Ticaret hacimlerinin yüksek olduğu durumlarda, çok yüksek EKÜ tarifeleri ticaret engellerini azaltma çabalarını yansıtarak TTA müzakeresi olasılığını artırabilir. Ortaklar arasındaki ticaret hacmi, mevcut ticaret ilişkilerini istikrara kavuşturma ve resmîleştirme motivasyonu doğrultusunda, TTA oluşumuyla pozitif yönde ilişkilidir. Bu etki, EKÜ tarifeleri yükseldikçe başlangıçta azalmakta; ancak EKÜ tarifelerinin çok yüksek olması ve ticaret hacminin de büyük olması birlikte değerlendirildiğinde, TTA oluşum olasılığı artmaktadır.

Asya TTA’ları artık hizmetler ve yatırım gibi yeni alanları içerse de ürün ticaretiyle ilgili taahhütlerin daha yüzeysel olması nedeniyle, ticaret akışları ve çeşitlenme üzerindeki etkileri sınırlı kalmaktadır. Asya içi TTA’lar, ticarete ilişkin yatırım tedbirleri, vizeler ve iltica, yatırım, eğitim ve öğretim ile tüketici koruması gibi alanları kapsayacak şekilde giderek genişlese de hâlâ Asya dışındaki anlaşmalara göre daha dardır. Kişi başına düşen gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) ve ticaret ortakları arasındaki mesafeyi sabit tuttuğumuzda, bir Asya içi anlaşmanın, Asya dışı ekonomiler arasında imzalananlara göre 18 temel TTA hükmünün ortalama %10 daha azını içerdiği tahmin edilmektedir. Asya TTA’ları hizmetler, yatırım ve sermaye hareketliliğini görece iyi kapsarken - bölgenin ekonomik entegrasyonu derinleştirmeye yönelik odağını yansıtarak - ürün ticaretine doğrudan etki eden alanlarda, örneğin Menşe Kuralları (MK), ihracat kısıtlamaları, teknik engeller ve ticaretin kolaylaştırılması gibi konularda birçok anlaşma yüzeysel kalmaktadır. Asya içi TTA’larda ticareti kolaylaştırıcı kapsamlı MK hükümlerine sahip olanların oranı %36 iken, Asya dışı ekonomilerle yapılan anlaşmalarda bu oran %48’dir. Asya ülkeleri arasında imzalanan TTA’lar aynı zamanda, bölge dışındaki ülkelerin imzaladığı anlaşmalara kıyasla daha az sayıda üyeyi kapsamaktadır. Bu da TTA’ların etkilerinde farklılık yaratmakta; Asya TTA üyeleri arasında ortalama ihracat %3 artarken, Asya dışındaki daha kapsamlı anlaşmalarda bu oran %20’ye kadar çıkmaktadır. TTA’lar esas olarak mevcut ticaret akışlarını yoğunlaştırmakta (yoğunluk marjı), ancak ticareti yapılan mal çeşitliliğini anlamlı şekilde artırmamaktadır (yaygınlık marjı). Bu eğilim, üretim üzerindeki etkisinin daha mütevazı kaldığı Asya içi TTA’lar genelinde görülmektedir. Sonuç olarak, Asya TTA’ları kapsamında elde edilen ticaret kazançları genellikle belirli sektörlerde, özellikle birincil sektörlerde yoğunlaşmakta ve geniş tabanlı bir ticaret genişlemesi üretmemektedir.

(Merkezi Filipinler'de bulunan Asya Kalkınma Bankası’nın sitesinde geçtiğimiz günlerde yayımlanan “Asian Economic Integration Report 2025“ başlıklı içeriğin “Highlights“ (Öne Çıkanlar) ve “Executive Summary“ (Yönetici Özeti) kısımlarının TASAM Proje Yöneticisi Hanife Şeyma SAY tarafından yapılan çevirisinin tamamı alttaki ilgili dokümanda mevcuttur)
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2812 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 654
TASAM Asya 100 1132
TASAM Avrupa 23 659
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 300
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1413 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 628
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1307 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 521
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2065 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2065

Çin Ningxia Üniversitesi Çin-Arap Araştırmaları Enstitüsü Direktörü ve CICIR eski başkan yardımcısı Li Shaoxian, Weibo’da dikkat çeken yorumlar yaptı.;

Devletlerin güvenlik politikaları, yalnızca mevcut tehditlere karşı alınan önlemlerle değil, tehditleri nasıl tanımladıkları ve bu tehditleri ne ölçüde tarihsel, ideolojik ya da stratejik olarak kurguladıklarıyla doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda İsrail, güvenlik doktrinleri açısından istisnai bir ö...;

24-25 Haziran 2025 tarihlerinde Lahey'de yapılan NATO zirvesinden daha ölümcül bir ittifak olma hedefi ile "savunma harcamalarını arttırma" kararı çıktı. Üye ülkeler, savunma harcamaları kapsamında 2035 yılına kadar GSYİH'ın %5'ine karşılık gelen bir yatırım yapma taahhüdünde bulundu. ;

Dijital finansın hızla gelişmesi, finansal hizmetlere erişim yöntemlerinde önemli dönüşümler meydana getirirken, bu büyümenin çevresel sonuçlarıyla ilgili yeni tartışmalara da zemin hazırlamıştır. Finansal sistemdeki dijitalleşme, operasyonel verimliliği artırma ve maliyetleri düşürme gibi avantajla...;

Dijital finansın hızla gelişmesi, finansal hizmetlere erişim yöntemlerinde önemli dönüşümler meydana getirirken, bu büyümenin çevresel sonuçlarıyla ilgili yeni tartışmalara da zemin hazırlamıştır. Finansal sistemdeki dijitalleşme, operasyonel verimliliği artırma ve maliyetleri düşürme gibi avantajla...;

Pekin'de bulunan İsrail Araştırmaları Merkezi'nin kurucu direktörü Zhu Zhaoyi’nin Caijing’de yayınlanan "İsrail-İran çatışması ve sonuçları üzerine bir projeksiyon" başlıklı yazısı İsrail-İran savaşı bağlamında Çin’in izlemesi gereken stratejiyi tartışıyor. Zhu, Çin’in bu dönemde “ateşin üzerine git...;

İngiltere kısa süre önce "Stratejik Savunma İncelemesi 2025" başlıklı kapsamlı bir stratejik savunma belgesi yayınladı. Belge, NATO’yu savunmanın merkezine koyan bir “Önce NATO” yaklaşımını net şekilde vurguluyor. İngiliz savunma bakanı Healey'e göre stratejik savunma planlarının orduyu '10 kat daha...;

ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin üzerinden dört yıl geçti. Kabil Havalimanı’ndaki kaos hâlâ hafızalarda taze: Askeri uçağın ardından koşan kalabalıklar, iniş takımlarına tutunan bedenler, her havalanan uçakta bir umudu yitiren insanlar… O günleri izleyen dünya ise çoktan başka gündemlere yöneldi....;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin bugünü ve geleceğinin ele alındığı Avrupa Birliği Sempozyumu, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Türk Avrupa Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) işbirliğinde 02 Şubat 2018’de İstanbul Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.

1 - İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu 28 - 30 Ocak 2010 tarihleri arasında İstanbul’da yapıcı ve samimi bir ortam içinde cereyan etmiştir.
OSZAR »